Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Bankacılığın Geleceği Konuşuldu

Odeabank’ın sponsorluğunda gerçekleşen “Bankacılık: Gelecek Nasıl Olacak?” oturumunda bankacılık sektörünün yeni döneme girmesiyle birlikte gelecek senaryoları masaya yatırıldı.

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci günü T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından düzenlenen ve moderatörlüğünü Capital Dergisi Finans Editörü Elçin Cirik’in yaptığı “Bankacılık: Gelecek Nasıl Olacak?” panelinde Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Odeabank CEO’su Mert Öncü, TEB CEO’su Ümit Leblebici ve Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter yer aldılar.

 

“Bankacılık sektörü pandemi sürecini etkin ve verimli şekilde yönetti”

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın: “Bankamız nezdinde öncelikle pandeminin olumsuz etkilerini azaltmak için kredi kanallarını açık tutmaya gayret ettik ve beraberinde müşterilerimizle yüzyüze gelme süreçlerini en aza indirdik. Dijitial altyapımızı bu yeni yaklaşıma uygun hale getirerek pandeminin yayılmasının engellenmesi noktasında katkı sağladık. Müşterilerimiz de buna adapte olarak tüm bu süreçlere destek oldular. Pandemi süresince ekonominin sürdürülebilir olması büyük öneme sahipti ve bunu sağladığımızı düşünüyorum. Kamu veya özel banka ayrımı yapılmaz ama pandemi döneminde kamu bankaları özel bankaların bir adım önüne geçebildi. Tabii ki bunda kamu otoritelerinin destekleri de büyük fayda sağladı. Pandemi döneminde hem bireysel hem de ticari müşterilerimize nakit akışını sürdürmeyi başardık. Ayrıca hem fiyatlama hem vadede esneklikler sağlayabildik. Tüm süreç boyunca geçmişten gelen kredilerin yeniden vadelenmesi ve yapılandırılmasını da destekleyici şekilde iyi yönettik. Sektörün en önemli üç unsuru insan kaynağı, teknoloji ve sermaye. İlk iki madde sermaye ile iyi desteklenmeli ki tüm paydaşlar daha güçlü hale gelebilsin.”

 

“2021’de vade uyumsuzluklarını yönetmek önemli”

TEB CEO’su Ümit Leblebici: “2020’de yaşadıklarımızın, yüzyılda bir meydana gelen bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Tüm bu süreçlerde gördük ki ekonomiyi ayakta tutmak adına tüm bankacılık sektörü seferber oldu. Zorlu süreçte müşteri, çalışan ve toplumun minimum hasar alması için büyük çaba sarf edildi. Türkiye Bankacılık Sektörü çok tecrübeli ve bugün yaşadığımız ilk dalgalanma da değil. Sektörün her oyuncusu bu süreci nasıl yöneteceğini biliyor ve bunu iyi gösterdik. Bunun da en iyi kanıtı bankalarımızın bilançoları. Avrupa’daki pek çok bankadan çok daha iyi durumda olduğumuz görülüyor. 2021’deki mücadelemiz, vade olumsuzlıklarını iyi yönetebilmek olacak. Kredilerin büyük bir kısmını kısa vadeli pasiflerle yönetiyoruz ve bunların da başında meduat ve sendikasyon geliyor. Türkiye’deki bankacılıkta aktif büyüklükler yüzde 70-80 seviyesinde ve likiditemizi yabancı kredilerle aktif tutuyoruz. Sektörümüz, özellikle pandemi döneminde topladığı tüm mevduatı krediye dönüştürüp ekonomiye katkı sağladı. Nihayetinde vade uyumsuzluklarını yönetmeliyiz ama bunda da yeterince deneyimliyiz.”

 

“Önümüzdeki 5 yıl tedarik zinciri bağımlılıkları sorgulanacak”

Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter: “Pandemi zorluklarla birlikte fırsatlar da getirdi. Bütün sektörlerde iki alanda mevcut değişim süreci kartopu etkisiyle hızlandı. Bunlardan biri dijital transformasyon biri de tedarik zinciri. Özellikle dikkat çekmek istediğim nokta, dünya genelindeki tedarik zincirinde oluşan bağımlılıklar. Pandemiyle birlikte bu bağımlılıklar yeniden sorgulanmaya başlandı. Pandemi öncesinde gündemde ticaret savaşları vardı ve burada Çin giderek güçleniyordu. Ancak pandemi, Çin ve altındaki bölgelerde şirketlerin zarar görmesiyle, tedarik zincirinde ciddi sıkıntılar yaşandı. Özetle bundan sonraki 5 yılda bu bağımlılıklar daha fazla sorgulanacak ve alternatifler geliştirilecek. Türkiye ise bu süreçler içerisinde özellikle üretim tarafında sunduğu devamlılıkla çok iyi bir sınav verdi. Ülkemize üretim kaymaları çok arttı ve yatırımlarını buraya taşıyanlar büyük fayda sağladılar. Türkiye’nin coğrafi konumunu avantaja çevirmeyi iyi başardık ve hala iyi bir alternatifiz. Bunu Çin menşeili üreticilerin dahi Türkiye’ye gelmesinden anlıyoruz. Son üç yıldır yaşanan tüm gelişmelerle pandemi sonrası Türkiye’si için pozitif bir süreç başladı.”

 

“Pandemide halkımızı akıllı harcama ve akıllı tasarrufa davet ettik”

Odeabank CEO’su Mert Öncü: “Türkiye’nin en genç bankası olarak rekabette kendimizi göstermek adına tasarruf işine odaklandık. Türkiye bankacılık sektörü çok gelişmiş ve oldukça rekabetçi bir pazar. Araştırma ve çalışmalarımızda pandeminin etkisinin yüksek tasarrufla atlatılabileceğini gördük ve herkese ‘akıllı harcama ve akıllı tasarruf’ mottosuyla çağrıda bulunduk. Dış ticarette ise nasıl destekleyebileceğimize baktık ve pandemiyle birlikte her hafta Türkiye’nin dört bir yanındaki ihracatçılarımızla toplantılar düzenleyerek hedeflerini ve maliyetlerini öğrendik. Bunlar için de özel destek programları oluşturduk. Böylece nokta atışı ve anahtar teslimi çözümler geliştirebildik. Kendilerine mevzuattan hukuka pek çok farklı destek sunuyoruz. Hedefledikleri pazar ve ülkelerle ilgili bilgi alabilecekleri danışma hattı kurduk. Bize göre odaklanılması gereken kaliteli ve hızlı üretim. Pandemi sürecinde Türk Bankacılık Sektörü kendi odak segmentlerinde üretim ve ihracat şirketlerine gerekli desteği vermeyi başardı.”

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin Ana Sponsorluğunu Vodafone Business üstleniyor. Gold Sponsorlar arasında Bank of America, Biotrend, Doğan Trend Otomotiv markalarından Silence, Doğan Holding markalarından Galata Wind, Google ve Papara yer alıyor. Zirve’nin Etkinlik Sponsoru Sanko Holding; Oturum Sponsorları BSH, Citibank Türkiye, Deloitte Türkiye, P&G ve markalarından Fairy, Reckitt-Benckiser markalarından Finish, Bunge Gıda markalarından Komili, İtalya Ticaret Merkezi ITA, Odeabank; Destek Sponsorları ise Doğan Dış Ticaret ve Sistem9 oldu.

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi ile ilgili en güncel bilgileri https://www.uludagekonomizirvesi.org adresinden takip edebilirsiniz.